Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

25 Ağustos 2012 Cumartesi

BİR AN


 
Kapıyı büyük bir gürültüyle kapatıp koşmaya başladı….

Ardına hiç bakmadı…

Biliyordu ki, bir an dönüp baksa, yıllardır özlemini kurduğu ve günlerdir hazırlandığı şu an yok olup gidecek…

Bir saniye dursa, dönüp ardına baksa, içine girmiş olduğu andan çıkacak ve her şeyden vazgeçip, geri dönmemecesine kaçıp gitmeye hazırlandığı o karar anına geri dönecek…

Biliyordu ki, dönüp arkasına baksa, kaçmak istediği hayatına geri dönecek …

İçindeki ses “dön bak arkana”,  “dön hadi”, “geri dön” diyordu ona durmaksızın...

Ama o durmadı...

Ve bakmadı…

Ve dönmedi…

Biliyordu ki, her şeyden vazgeçilebilir, her şey bir gün bitebilir, her şey yeniden başlayabilir…

Bir hayat yok edilebilir, bir hayat sıfırdan inşa edilebilir…

Biliyordu… Her şey bir andı, bir anlıktı…

Karar vermek bir an, kararı uygulamak bir an, vazgeçmek bir an, gitmek bir an, geri dönmek bir an…

Küçücük bir ‘büyük an’dı her şeyi silip atan; bir şeyi yeni, bir şeyi eski yapan… Bir andı, sadece bir an…

Kafasını çevirip evinin kapısına baksa, adımlarını durdurup onu vazgeçirecek olan şeyi görecekti orada: Koskocaman ve küçücük bir an!..

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder